DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Piketty bu kitabında eşitsizliğin değil, eşitliğin tarihini anlatmak istediğini, çünkü nihayetinde çağdaş toplumların kapitalizme rağmen eşitlik yönünde evrildiğine inandığını söylüyor. Kuşkusuz, büyük çatışmalara, mücadelelere sahne olan, zikzaklar çizen bir evrim süreci bu. Şüphesiz, belirli bir iyimserliği öngörmesine rağmen, hiç kimseyi rahat ettirecek, hele rehavete sokacak bir tablo söz konusu değil.”
“Şiir üzerine yazmayan şairleri çok ciddiye almamıza gerek yok aslında. Bu iş bir gizem işi değil çünkü. Şiir yazmak sadece kendi başına anlam kazanabilen bir şey değil. Zorunlu olarak yorumunu da arzulayan bir süreç. Bu yorumu bugün bir Süpermen çıkıp yapmayacak. Herkese karşı adaletli bir eleştirmen modeli artık tarihe karıştı.”
“Yapay zekâ’ya dair her öngörümüzün, her tasavvurumuzun her birimiz için kendimizle ve dünyayla kurmakta olduğumuz ilişkinin bir aynası olması kaçınılmaz. Bu elbette şu demek, bugün yapay zekâya dair söylediğimiz her şey, aslında daha çok her birimizin kendimize ve kendimiz dışındaki her şeye ilişkin olarak söylediğimiz sözlerden başka bir şey değildir."
K24'te Ağustos ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Daktiloda üretilen somut şiir biriciktir, Benjamin’in aura kavramının canlı kaldığı bir kipi akla getirir. Olduğu yerden kalkıp mürekkep şeridine vuran harfler bilgisayar klavyesinde olmayan bir özelliğe sahiptir: Kusursuz bir şekilde kopyalanamaz, tıpkıbasımı ise özgün halinin ancak bir sureti olabilir. Harflerin kâğıda vuruş açısı, mürekkebin miktarı ve kalitesi buna engeldir; bu kıstaslar her kullanımda değişir. Bu açıdan somut daktilo şiiri plastik sanatlara yakındır."
K24'te Temmuz ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Suzan Nana Tarablus’tan yine tarihsel belge niteliğinde bir kitap: Baba Bize Neden Dönme Diyorlar? Geçmişin suya yazıldığı memleketimizde, “Selanikli, Sabetaycı, Dönme” gibi farklı isimlerle anılan bir topluluğa resmî anlatının ötesinde, tanıklıklarla kulak veriyor Tarablus.
"Somut şiir sanıldığının aksine görsel şiirle aynı şeyi ifade etmez; görsel şiirden doğmuş, ondan beslenmiştir ancak sonuç olarak amaçladığı başka türlü bir şeydir. Sık sık ses şiiri ve görsel şiirle karıştırılır; oysa ses şiiri dilin daha çok akustik özelliklerini, görsel şiir ise dilin görüntü/imge özelliklerini pekiştirmeyi hedefler."
"Dergileri 'Genç Şairler'in yayımlandığı ilk sayıdan başlayarak taradım. Birçok tanıdık isim çıktı karşıma. Sadece sonradan şair olarak ünlenenler değil, öykücü de vardı aralarında, spor yazarı da, yahut daha sonraları müstear isimle ünlenen şairin nüfus kâğıdındaki ismiyle yayımladığı bir şiir de..."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.